• av.eylulkiziloglu@gmail.com
  • Çalışma Saatleri: 09.00 - 18.00
  • 0530 474 60 44

İşe İade Davalarında Arabuluculuk Sürecinin İşçiyi Uğrattığı Hak Kayıpları

İş Kanunu, belirli şartlar dahilinde iş sözleşmesi haksız olarak feshedilen işçiye işe iade davası açma hakkı tanımıştır. 

İş Kanunu’nun 18/1. maddesinde;

‘’Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.”

denilmek suretiyle ilgili husus açıkça düzenlenmiştir.

İşe iade davası için işçi, fesih bildiriminin işçiye tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde arabuluculuk yoluna gitmesi gerekmektedir.

İşbu davada işçinin bu davaya özgü olarak isteyebileceği iki adet tazminat mevcuttur. Bunlar; boşta geçen süre alacağı ve işe başlatmama tazminatıdır.

İş Kanunu 21.maddesinde;

“İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.”

denilmek suretiyle işe başlatmama tazminatı düzenlenmiştir. Uygulamada ise genellikle işveren taraf işbu alacağı öderken kasti bir şekilde, bu alacağın bir tazminat olmasına karşın, gelir vergisi kesintisi yaparak işçiye ödeme yapmaktadır. Fakat bu uygulama Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/7. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. İşveren çoğu zaman işçiye olması gerekenden daha az ödeme yapmak istediği için bu şekilde kanuna karşı hileye başvurmaktadır. Zira tazminat bir zarar giderme yoludur, bir gelir aracı değildir.

İşveren fesih tarihinden mahkeme kararının kesinleştiği tarihe kadar boşta geçen zaman dilimi için işçiye İş Kanunun 21. Maddesine göre en çok 4 aya kadar doğmuş ücret ve diğer haklarını ödemekle yükümlüdür. İşbu alacak bakımından ise arabuluculukta anlaşıldığı denklemde işçi zarara uğramaktadır. Zira arabuluculuk için hak düşürücü süre olan bir ay sebebiyle, taraflar anlaştığı takdirde işçi sadece bir aylık boşta geçen süre alacağına hak kazanabilmektedir. Çünkü SGK’ya ileriye dönük giriş yapılamamaktadır ve bu sebeple de dava yoluna gidilmezse kanunda hak tanınan 4 aylık alacak alınamamaktadır. Bu hususun yanı sıra, işten çıkarılan işçi alabildiği bu 1 aylık alacak için de hukuken tazminat olmadığı için gelir vergisine tabi olmaktadır.

Sonuç olarak; işten çıkarılan ve işe geri başlatılmayan işçinin pratikte elinde net olarak kalan bedeller işçinin işini kaybetmesini dengeleyecek nitelikte tazmin araçları değildir.